İşte böyle kutlamalarda aklıma hep ‘SAMİMİYET’ kavramı geliyor. 

Samimiyet üzerine bir çok şey geldi bugün bu yüzden yine aklıma. Üzerine düşündüm düşündüm ve kalemi aldım elime. Samimiyetse konu kalem de değil geçtim telefonuma notlar kısmına bir çok yazım gibi bu yazısı da en samimi haliyle olur olmaz yerlerde düştü aklıma bir çok şeyi hissedip bir çok duruma şahit olduktan hemen sonra. Bugün sonuna kadar hissettiğim şey bahsettiğim samimiyetti. Tüm ortamlarda samimiyetim arttıkça değişim ve dönüşüm artıyor bunu gördüm ve faydasına inandım. 

Aslında hepimizin bildiği bir kavram olan samimiyet… Konuşuyoruz ve hepimizin dilinde ve acaba davranışlara dönüşmüş mü? Ben bir çok konuda maalesef sadece konuşma dilinde kaldığını davranışa dönüşmediğine de şahit oluyorum ki en büyük örneğidir bu ”Kadınlar günü kutlama” etkinlikleri. Neden mi diye sormadığınızı bilsem de çünkü diye devam etmek istiyorum belki bir dertleşme de yaparız şimdi sizinle. Ne güzel olur…..

Yarın herkes büyük büyük afişlerle kutlayacak en küçüğümüzden en büyüğümüze tüm kadınların gününü bir çok kişi. Harika sözler, şiirler, şarkılar, reklamlar, indirimler vs bir çok şey yapılacak. Her zaman olduğu gibi bir çoğu çok samimiymiş gibi anlık bir etki ile ufak bir kıpırdama olacak ama sonra yine bambaşka bir ortamda aksi bir davranışla karşılaşma ihtimalimizde çok yüksek bir çok kez deneyimledik her birimiz. Bu durumun cinsiyetle de ilgisi yok çünkü trafikte, bir restoranda, hastanede, nöbetçi eczanede, sitede veya komşuda, evde izlediğim dizi de hatta diziyi beraber izlediğim yan koltuktaki eşimde, çocuklarımızın ebeveynleri arasında, hayallerime ortak ettiğim sevgilimde, annemde ve babamda belki kardeşim belki bir arkadaşımda…. Bu liste uzar gider ama bu saydığım tüm kişiler yarın kadınlar gününü harika postlarla, mesajlarla belki de sesli sesli ellerinde çiçeklerle kutlayacaklar. İşte bahsettiğim tam da bu ve uzayacak olan listemdeki tüm çevrem size sesleniyorum ”eğer bu kutlamalarınız sonrasında davranışa dönüşmeyecek geçiçi bir nezaketten ya da toplumsal görevden ibaretse samimi ve kalıcı değilse bence kutlama değil bugünün anlamı kutlamayın demek geçiyor içimden ve klavyemden.

 Bu günün anlamı çok yeni ve çok meşhur bir kavram ve tam bir  gastling oluyor. Bir günlük samimi olmadığını çoğu zaman görsek de hatta bu konu ile zaman zaman Show yapılsa da yukarıya çıkarılıp hoppp diye aşağı bırakıldığımız bir aşk hikayesine çok benziyor. 

Kişisel fikrim olan ama bir çok hem cinsimin de hissettiğinden emin olduğum bu düşüncenin satır bulmuş hali bu yazıyı paylaşmak tam da sırası. 

Ülke olarak daha çok samimiyete acıkmışken çok acılar yaşamış ve yaşamaya devam ederken, kimileri yıllardır kendi yaşamlarında binbir türlü depremler yaşamış kimileri en büyük felakette depremler yaşamış alt üst olmuşken istedim ki gerçekten saygı duyuluyorsa bu saygıyı kutlamak istedim. Bir günlük kadınlar gününü değil! Çünkü biz kadınlar başardığımız her konuda her anda kendimizi içten içe evrendeki en büyük kutlamalarla kutluyoruz, bazen zor bir süreçten çıkıp zor kararlar aldıktan sonra da başardıktan sonra da her aşamada tek tek kendimizi öyle güzel kutluyoruz ki… bütün dünya alkışlarla kutlasa kendimizi ayna karşısında ”aferin kızım sana” derken ki hazzı, gururu ve güveni vermiyor.

 Bu yüzden diyorum ki bir günlük Show kutlaması değil her gün insana olan saygı ile insana yaklaşan o insanları en samimi duygularımla kutluyor alkışlıyorum. İnsana insanca yaklaşan davranışlarıyla bunu kanıtlayan insan senin her günün kutlu olsun